Sağlıklı Kalmak İçin Detoks
Sağlıklı Kalmak İçin , DETOKS
Detoks moda bir akım değildir!!!
“İnsanoğlu bedeninde biriken artıkları büyük abdestle atar, onunla atamadıklarını idrarla atar, onunla atamadıklarını deri ile (terlemeyle) atar, onunla atamadıklarını da akciğerle atar. Hala atamadığı kaldıysa ölür.”
Çin Atasözü
Hastalık kelimesi aslında beden kimyasında bir değişim, bir bozulma olduğunun ifadesidir. Bedendeki asit oranı arttığında, hücrelerin oksijenle beslenmesi de güçleşir. Günümüzde kronik asidozun birinci nedeni sağlıksız yaşam biçimidir. Asit yapan sağlıksız bir beslenmenin yanı sıra hareketsizlik, çevre kirliliği, stres, iş baskısı gibi nedenler bedendeki asit-alkali dengesini bozar. Toksin yükü artan vücut asidik olmaya başlar. Asitten yana bozulan beden dengesinin alkali yapan bir beslenme, egzersiz ve detoks uygulamalarıyla yeniden kurulması için topyekûn bir yaşam tarzı değişikliği gerekir.
Bedeni asitten arındırıcı detoks uygulamalarının önemi, hastalıklardan korunmak için bu noktada önem kazanmaktadır.
En genel anlamıyla toksin, bedende zararlı etkiler doğuran, biyokimyasal fonksiyonları ve organ fonksiyonlarını bozarak veya doku ve organları tahrip ederek sağlığa zarar veren bir maddedir.
Modern şehir yaşamının hava, su ve gıda kirliliği, hareketsiz yaşam tarzı, stres vb nedenlerle bedenimizde yarattığı kirlilik hastalıkların zeminini oluşturur. Bedenimizin detoksifikasyon sistemi bu toksik yükle baş edebilecek şekilde desteklenmedikçe, etkili bir arınma gerçekleşemez ve kronik hastalıklara karşı korumasız kalırız.
Dışardan aldığımız bu toksinlerin dışında, vücudumuzdaki bütün canlı hücreler de atık üretirler. Tüm besinler hücrelere vücudumuzdaki sıvılar yardımıyla taşınırlar ve oksijen ile yanarak enerji haline dönüşürler. Yediğimiz ne olursa olsun bir atık ortaya çıkar. Detoks uygulamaları, modern şehir yaşantısının getirdiği kirliliğe karşı bedeninizi korur.
Bazı içme ve şebeke suları, gazlı içecekler, alkol, bazı uzun ömürlü meyve suları ve sütler, organik olmayan GDO'lu ve diğer işlenmiş gıdalar, hormonlu sebze ve meyveler, sodyum tuzları, sigara dumanı, hava kirliliği, aşılar, antibiyotikler, ilaçlar, bebek pudrası, deodorantlar, oda spreyleri, naftalin, tomografi cihazları, mikrodalga, televizyon, cep telefonu, baz istasyonları, plastik, naylon ve diğer petrol bazlı ürünler, bazı tekstil ürünleri, böcek ilaçları, boyalar, kimyasal bileşimli temizlik malzemeleri, sodyum sülfatlı, floritli diş macunları, civa (amalgam) diş dolguları, büyük ve derin su balıkları, konserveler ve bazı metal araç gereçler, önemli toksin kaynaklarıdır.
Günümüzde moda beslenme akımları olarak lanse edilseler de, aslında detoks programları beslenmeyle sınırlı olmayan ve kökleri yıllar öncesine dayanan sağlık uygulamalarıdır. Bedenimizin detoksifikasyon sisteminin yoğunluğunu ve etkinliğini arttırmak amacıyla yapılan detoks uygulamalarının bilinen tarihi binlerce yıl öncesinin kadim sağlık öğretilerine dayanır.
İnsanlar düzenli olarak bedenlerini çeşitli yöntemlerle arındırmanın iyileşme süreçlerini hızlandıracağını ve kendilerine sağlık getireceğini henüz toksik modern yaşam tarzıyla tanışmadan önce bile biliyorlardı.
Günlük hayatta bu sayılan maddelerin kullanımını bırakmak ve bu ortamlardan kaçmak ve dolayısıyla tam olarak bu toksinlere maruz kalmamak neredeyse imkânsızdır. Belki bazı kullanılan zararlı ürünlerin yerine doğal, organik, işlenmemiş alternatif ürünler tercih edilebilir. Ancak bunu her şeye ve sürekli olarak uygulamak hem zor hem de pahalı bir yöntemdir. Toksinlerden en iyi şekilde korunarak yaşamaya çalışılsa bile, maruz kalınan toksinler çoğunlukla vücudun tek başına arındırabileceğinden daha fazla olur. İşte bu durumlarda vücut detoksa ihtiyaç duyar. Yılda 2 kez tercihen bahar aylarında olmak üzere yapılacak detoks uygulaması sağlıklı kalmak için önemlidir.