Whatsapp

Mahşerin Dört Atlısı

Son iki yıldır farklı korkular ve yaşam tarzı dayatılmaya çalışılıyor. Bildiğimiz hastalık etkenleri öldürücü bir ajanmış gibi dayatılıyor. Oysa milyonlarca yıldır bizlerle beraber yaşayan bu canlılar bizi alt edemedikleri için hâlâ yaşam devam ediyor. Bundan sonra da edemeyecekler.

Hasta olmamak ya da hastalığı en hafif şekliyle atlatabilmek için özellikle şu veya bu varyantın önemi olmadan yapacağımız şey, bağışıklığımızı güçlendirmek ve ona destek olmaktır. Bunu da ilaçlarla değil doğal desteklerle kolayca yapabiliriz.

İyot dünyada bilinen ve kendine bağışıklık gelişmemiş tek antibiyotiktir. Sadece bakterilere değil, mantarlara ve virüslere de etkilidir. Ağız yoluyla, nebülizatör ile soluyarak, cilde sürerek kullanılabilir. Üstelik antibiyotiklerden farklı olarak, bağırsak floranızı bozmadan bunları yapar.

D vitaminin önemi artık daha iyi biliniyor. Kan değerlerini 60-80 ng/ml çıkarmak önemli. Bu düzeye çıkana kadar D3K2 formu ile günlük takviye en etkili kullanım şekli. Ampul olarak kullanılması uygun değil.

C vitaminin önemini zaten nane limon kaynatan herkes biliyor. Ama özellikle hastalık döneminde daha yüksek dozlarda ihtiyaç var. Çünkü savaşçı hücrelerimiz c vitaminini sanki silah mermisi gibi kullanıyor.

Yeşil çay ekstresi (EGCG) pek bilinmeyen ama özellikle virüslerin hücreye girmesini engelleyen önemli bir bileşen. Virüslerin vücudumuza girmesi önemli değildir. Hücre içine girmesi hastalık yapar. İşte yeşil çay ekstresi yani EGCG burada önemlidir, çünkü virüslerin hücreye gireceği kapıları kapatır. Yani günlük düzenli kullanıldığında size bulaşan virüslervücuda girse bile hücrelerinize giremediği için hastalık yapamaz ya da ağır bir tablo ile karşı karşıya kalmazsınız.

Bu ürünlerin hastalık sırasında ya da korunmak amacıyla nasıl kullanılacağı ile ilgili paylaşımım yasaklara takılıp silindiği için profilimde paylaştığım web adresimde sizlerle paylaştım.